HACI BABA TEKKESİ VARDI

Zonguldak’ın Ereğli İlçesi’nde, eğitimci-yazar Recep Çetin, Göztepe’de İslami döneme ait önemli isimlerin mezarlarının olduğunu bildirdi.
Hakimiyet Gazetesinin haberine göre Öğretmenlik mesleğini sürdürürken Ereğli ve civarında yaptığı tarihi araştırmalarını kitap haline çeviren Recep Çetin, açıklamasında, Göztepe’nin sahip çıkılması gereken değer olduğunu söyledi.
Göztepe’de İslami dönemin önemli isimlerinden S.Nasrullah Efendi’ye ait mezarın bulunmasının yanı sıra buranın Heraklea Pontike döneminde de nekropol (mezarlık) alanı olarak kullanıldığı ifade eden Çetin, şunları kaydetti:

ANTİK TAPINAK KALINTISI MI VAR?
“Ainsworth, Bore, W.Hoepfner gibi batılı araştırmacılar, Göztepe’de antik dönemden kalma tapınak kalıntıları izleri olduğunu belirtirler. Böylece tarih boyunca önemi olan bu tarz mekanlar, hep dikkat çekicidir. Ereğli’nin Türk İslam dönemi başlangıcında, Seyyid Nasrullah Efendi’nin bu mekanda yaşamış olmasının ve gömülü olmasının da buranın tarih boyunca önemine işarettir.
Bu zat, Orhan Gazi döneminde bu yöreye gönderilmiş bir kolonizatör Türk dervişi kabul edilmektedir. Bu dervişler, gittikleri yerlerde, o yöre halkına yardımlarda bulunmuşlardır. Ağaçlandırma, tarım faaliyetleri ve denizcilik işlerinde yöre halkına yardım etmişlerdir.
Göztepe’de de Çeştepe’de de bir fener bulunmaktadır. Bu fenerler, denizden geçenlere fener tutarak-ışık yakarlar ve karaya vurmamalarını sağlarlar. S.Nasrullah Efendi de, Türk denizcilerinin ve fenercilerinin ilk piri olarak sayılabilir denilmektedir.
1600’lü yıllarda yazılan Cihannüma (Katip Çelebi’nin eseri), Seyyid Nasrullah’tan bahseder. Sultan Orhan, Ereğli kalesini fethedip buraya geldiğinde, Nasrullah Efendi ‘oğul bana şu makamı ihsan et’ diye ricada bulunur. Orhan Gazi de ‘bu yeri, niye istersin’ der. Nasrullah Efendi de ‘ben burada yatmak gömülmek isterim’ diye cevap verir.
Osmanlı döneminde, halkın burayı Hacı Baba Türbesi olarak ziyaret ettiği belirtilirken, yine burada vakıf hücreleri de var imiş ve burası kimsesiz fakir kızlar tarafından temizlenir imiş.
Bu kişinin, dönemin padişahı olan Orhan Gazi’nin hocası olan Seyyid Yahya Şirvani’nin oğlu olduğu da belirtilmektedir.”

EREĞLİ’DE DE İSTANBUL GİBİ 7 TEPE Mİ VAR?
Katip Çelebi’nin Cihannüma adlı eserinde yer alan ‘Bendereğli diğer adıyla Ereğli; Karadeniz sahilinde, Bolu kuzeyinde bir kaledir. Kalesi, Topkapı Surlarını andırmaktadır’ sözünü hatırlatan Çetin, açıklamasını şu cümlelerle sürdürdü:
“Ereğli’deki tepe adları şunlardır: Kuzeybatıda Keştepe (Keşif Tepesi) ve Maltepe, kuzeyde Kaletepe (Heraklea Tepesi), kuzeydoğuda Örencik ve HacıHasan Tepesi, doğuda Göztepe (Gözetleme Tepesi) ve Elmatepe olmak üzere yedi tepeyle çevrilidir. Ereğli halkı dilinde bu tepelerin adı şu isimlerle zikredilir: Aktaş Tepe-Göz Tepe-Kale Tepe-Keş Tepe-Elma Tepe-Doruk Tepe-Gök Tepe.
Karadeniz Ereğli’nin önemli ve tarihi mekanlarından biri olan ve bazı yerlerinde yatırlar bulunduğu için yıllardır SİT alanı kapsamında bulunan Göztepe’nin halka açılması ve kenti gözleme noktası olarak kullanılabilmesi amacıyla gerekli yasal müracaatları yapan Ereğli Belediyesinin, 1. derece sit alanı olan bölgeyi 3. Derece doğal sit alanına çevrilmesi için gerekli onayın alınması çabalarını sürdürmekte olduğu belirtilmektedir.
Tarihte var olan ve Ereğli Türk İslam tarihinin önemli bir kişisi olan Seyyid Nasrullah Efendi’nin türbesi günümüzde yok.”

OSMANLI DÖNEMİNDE GÖZTEPE’DE “HACI BABA TEKKESİ” VARDI
Recep Çetin, Göztepe’de bir türbenin yanında Tekke’nin de (Osmanlı döneminde tasavvuf adamlarının bulundukları-ibadet ettikleri yer) bulunduğunu öne sürerek, “arşiv belgelerine göre burada Hacı Baba Tekke’si bulunmaktadır. Bazı derviş isimleri de belirtilmektedir. Bu belgelerde buradaki Fener’den de bahsedilmektedir” diye konuştu.

GÖZTEPE’DEKİ TÜRK BAYRAĞI
Göztepe’ye konulan Türk Bayrağı’na Ulubatlı Hasan’ın misyonu ile ilişkilendiren Çetin, şunları kaydetti:
“Göztepe’de büyük bir Türk bayrağı dikili bulunması, bize 1300’lü yıllarda Ereğli’nin Türkleşmesi ve İslamlaşması adına Kolonizatör Derviş sıfatı ile mücadele eden ve bir Allah dostu olan Seyyid Nasrullah Efendi’nin misyonunu anımsatmıştır.
Bayrak, burasının Türk ve İslam kenti olduğunun simgesidir. Nasrullah Efendi’nin mezarının da bu mekanda olması manidardır. Çünkü o zatların hedefi yerine ulaşmıştır. Bu durum, İstanbul’da Bayrağı burçlara dikip yine orada şehid edilen Ulubatlı Hasan’ın da misyonunu anımsatmaktadır.”