Kdz Ereğli Türk Eğitim Sen Ereğli Temsilcisi Tayfun Öztürk ve yaklaşık 35 Beden Eğitimi Öğretmeni ‘düdük bırakma’ eylemi yaptı. Saat 17.00’de İş Bankası yanında ki parkta toplanan öğretmenler, üzerinde ‘Ne sağlam kafa bıraktınız, ne sağlam vücut’ ve ‘Ben size meslek lisesinde oynamayın demedim mi? Keserim topunuzu’ yazılı pankart açtılar.
Türk Eğitim Sen Ereğli Temsilcisi Tayfun Öztürk, Milli Eğitim Bakanlığı’nın yaptığı değişikliği protesto etmek için basın açıklaması okuduğunu söyledi. Öztürk; “Milli Eğitim Bakanlığı Meslek Liselerinin önümüzdeki yıl okutulacak olan ders saatlerinde değişiklik yapmıştır. Buna göre Meslek Liselerinin 10. Sınıfında Beden Eğitimi Dersi kaldırılmıştır. Bizler bugün burada bu düzenlemeyi basın açıklaması ile protesto etmek üzere toplandık. Milli Eğitim Bakanlığı 2009 yılında da Beden Eğitimi dersinin süresini kısıtlamış ancak bunun fayda yerine zarar getirdiğini görünce bu uygulamasından vazgeçmiştir. Öte yandan memleketimizde 2012 yılında 12 yıllık zorunlu eğitime geçilmiştir. MEB Talim Terbiye Kurulu Başkanı Prof Dr Emin Karip’in bizzat kaleme aldığı yazıda Türkiye’de Beden Eğitimi derslerinin Avrupa’dan yaklaşık üçte bir oranında az olduğu açıklanmıştır. Öğrencilerin ilgi ve yeteneklerini keşfetmelerini ve geliştirmelerini sağlayacak bir öğretim yapısının oluşturulması 12 yıllık eğitimin temel hedefleri arasında gösterilmiştir.
Soruyoruz: Beden Eğitimi dersini kısıtlayarak öğrencilerin hangi yeteneklerini keşfedeceksiniz? Beden Eğitimi derslerinin kısıtlanması zorunlu eğitimin hedefleri ile çelişmek değil midir?
Bazı okullarımızın etrafı kale gibi duvarlarla, tel çitlerle örülmektedir. Buna rağmen güvenlik ve disiplin sağlanamamaktadır. Oranı az olmakla birlikte bazı okullara uyuşturucu maddeler girmektedir. Hatta bazı okulların içinde bu uyuşturucu maddeleri bizzat öğrencilerin kullandığı ve pazarladığı emniyet müdürlüğünce tespit edilmiştir. İşte okuldan sporu, Beden Eğitimi dersini, sanatı men etmenin cezası budur. Kale gibi duvarlar, tel çitler gençlerimizi sigaradan, alkolden, uyuşturucudan ve şiddetten koruyamaz. Öğrencilerimizi spora ve sanata yönlendirirsek ne şiddet kalır, ne sigara, ne alkol ne de uyuşturucu.
İlçemizde yapılan bir araştırmada 5. Sınıftan 12. Sınıfa sınıf düzeyi artıkça çocuklarımız ve gençlerimiz arasında obezitenin de arttığı ortaya çıkmıştır. Obeziteyi önlemenin en önemli yolu beden eğitimi dersini kısıtlamak değil, spordan men etmek hiç değil; gençlerimizi sporla meşgul etmektir.
Beden Eğitimi Öğretmenleri ve Türk Eğitim Sen olarak Beden Eğitimi dersinin kısıtlanmasını protesto etmekle kalmıyoruz. Aynı zamanda önerilerimizi de sunuyoruz. Beden Eğitimi Dersi ve spor okulda sevgi ortamının, okul kültürü oluşmasının en önemli aracıdır.
Liselerin bütün sınıflarında eşit oranda Beden Eğitimi dersi konulmalı ve Beden Eğitimi dersinin haftalık ders saati sayısı artırılmalıdır. Meslek Liselerinin 10. Sınıfından kaldırılan Beden Eğitimi dersi derhal yerine konmalıdır.
İlkokullara Beden Eğitimi Öğretmeni atanmalı ve Beden Eğitimi dersine Beden Eğitimi Öğretmenleri girmelidir. Ortaokul ve lise düzeyindeki okullara öğrenci sayısı oranında Beden Eğitimi Öğretmeni Antrenör de atanmalı bu antrenörler Beden Eğitimi Öğretmenleri ile birlikte okul takımlarını çalıştırmalıdır.
Okullara Beden Eğitimi derslerinin uygulanabilmesi için spor sahaları ve salonları tesis edilmelidir. Spor araç gereçleri ve spor etkinliklerine harcanmak üzere ödenek sağlanmalıdır.
Okullarda Beden Eğitimi dersinin ders saati ile oynamaktan vazgeçilmeli, Beden Eğitimi Öğretmenlerinin norm kadro sayıları çoğaltılmalı ve bu kadrolara KPSS kuyruklarında bekleyen Beden Eğitimi Öğretmenleri bir an evvel atanmalıdır.
Türk Eğitim Sen Genel Merkezi MEB’in önümüzdeki yıl beden eğitimi derslerini kaldıran uygulamasını dava etmiştir. Gençlerimizi spordan uzaklaştıran, onları makine gibi gören zihniyete karşı davacıyız. Mücadelemiz bugün sahaya inmiştir. Bundan sonra da Beden Eğitimi Dersine Dokunma eylemlerimiz gelecektir” dedi.
Beden eğitimi öğretmenleri, okunan basın açıklamasının ardından düdüklerini yere bırakarak ‘dersimize dokunma, sabrımızı taşırma’ tezahüratı attılar.